İzli Söz Ekibiyle Filistin ve Gazze'ye Dair Mülakat

 


Web Siteniz Yazarın diğer köşe yazıları


İçinde bulunduğumuz şu günler belki de 3. Cihan Harbi olarak geçecek tarihe... Yahut birçoğumuzun sınıfta kaldığı günler olarak kaydedilecek defterlerimize... Fakat Gazzeliler hariç. Gazze halkı topyekûn bir şekilde; Boşnakların Sırplara ve Avrupa'ya, Afganların Ruslara ve Amerika'ya, Çeçenlerin Sovyetlere karşı büyük zaferler elde etmesi kabilinden dehşetengiz destanlara, fevkalâde muvaffakîyetlere lâkin bir o kadar da dayanılmaz acılara yelken açmış durumda. Ne Avrupa Birliğinin, ne Uluslararası Adalet Divanının, ne de Birleşmiş Milletlerin bir hükmü ve geçerliliği yokmuş, anladık. İnsanoğlu Kur'an'da geçtiği gibi gafilmiş, anladık. Bazı toplumların yaptıklarını hayvanlar bile yapmazmış, anladık. Ülkemizde dahi binlerce cahil, cani, tembel ve ırkçı varmış, anladık. Bu sebeple ufak bir adım dahi olsa İzli Söz ekibi olarak bir beyanat / bildiri ve protesto kabilinden bu mülakatı hazırlamayı gerekli ve münasip gördük ve tüm ekip üyelerine şu suali sorduk:


"İzli Söz ekibinden biri olarak Filistin, Kudüs ve Gazze deyince aklımıza ilk ne geliyor? Ve İsrail'in 7 ekimden beri yaptığı saldırılar hakkında neler düşünüyorsunuz?"


 İnsan haklarının herkes için geçerli olduğu günleri görmek dileğiyle ben de konu hakkındaki şahsi fikirlerimi şu şekilde özetliyor ve sualime cevap veren ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

" Filistin / Kudüs / Gazze; Allah'ın mülkü, ümmetin mescidi, İslam'ın toprağı, Osmanlı'nın mirası, ataların yadigarı, Arapların yurdu, Filistinlilerin yuvası, Anadolu'nun komşusu, Arabistan Yarımadasının ayrılmaz bir parçası, UNESCO, TÜRKSOY, İİT, D8 tarafından korunma altına alınması gereken kadim ve ehemiyetli bir bölge ve dahi Hz. Ömer'in (r.a.), Selahaddin Eyyubi 'nin, Yavuz Sultan Selim'in kılıç hakkıdır! Kimse bu topraklar üstüne imkansız hayaller kurmasın!"


ENES GÜRBÜZ DEDİ Kİ:

"Filistin, Kudüs ve Gazze deyince aklıma zulme direnen bir halk, sabrın ve inancın en çetin hali geliyor. israil’in 7 Ekim’den bu yana yaptığı saldırılar ise insanlığın vicdanını kanatan, hiçbir gerekçeyle savunulamayacak bir vahşet... Unutmamak gerekir ki sessiz kalmak, zulme ortak olmaktır!"



SERKAN AKKUŞ DEDİ Kİ:

"Değerli kardeşlerim,

Herkes kendi yaptığından mesul olduğu gibi yapma gücü olduğu halde yapmadığında da mesuldür. Bizim safımız da yolumuz da kıblemiz de belli olmalıdır. Bu yüzden sosyal mecralarımızda olsun, bulunduğumuz her yerde her ortamda olsun sesimizi sözümüzü yükselteceğiz. Yükseltmeliyiz! Bu mesele Müslümanın meselesi olmaktan çıkmıştır, bu bir insanlık meselesi haline gelmiştir. Bu mesele Filistinli kardeşlerimizin zaferine dönüşene kadar hiçbir yerde hiçbir zaman susmayacağız. Susmamalıyız! İster kermesler ister yürüyüşler ister eylemler ister konferanslar, seminerler, köşe yazıları, canlı yayınlar, dersler, sohbetler, muhabbetler neresi olursa olsun hangi mecra olursa olsun konumuz, gündemimiz muhakkak bir şekilde Filistin olacaktır. Her zaman taze tutulacaktır. Bu zafer Filistin'in, bu zafer İslam'ın, bu zafer Müslümanın, bu zafer insanlığın olana kadar susmayalım, susmayalım, susmayalım!..

Allah'ın rahmetinden ümidimizi kesinlikle kesmiyoruz.

 Birkaç sözle de şuracıkta, tarihe bir iz bırakayım. Başkenti Kudüs olan Filistin devleti kurulacak ve herkes tarafından tanınacak! Bebek Katili netanyahu gidecek ve en ağır cezayla dünyanın gözleri önünde cezalandırılacak! İşgalci siyonist israil yok olacak, dünya rahat bir nefes alacak!

Sevgi ve Muhabbetle..."


AHMET EREN DİKİCİ DEDİ Kİ:

"Filistin, Kudüs ve Gazze deyince; kalplerinde iman dolu olan insanlar gelir aklıma. Bu beni çok etkiler. Ölümden korkmuyorlar. Çünkü korkmalarını engelleyen manevî bir husus var. Her ne kadar dünya izlemekle meşgul olsa da onlarda sapasağlam bir iman var ve bu onları teselli ediyor.

israil'in yaptığı ise barbarlıktır, vahşettir! Almanya'da tarihteki Nazilerden pek farkları yoktur. Uluslararası camianın uyarılarına rağmen dinlemek yerine daima saldırı pozisyonunda olmaları, hadsizlik yapmaları, konumlarının nerede olduğunu göstermektedir."



MUSTAFA IŞIK DEDİ Kİ:

"Şairin Koluna Saattir, Kudüs...

Kudüs, hüzne yakışan şehir, ümmetin solgun çiçeği ve ölümden öte vatandır bizim için. Kirli ve hengâmesi girift bu asırda direnişi ve Müslümanca duruşu yeniden hatırlatır, insanı ziyanda olan bu asra.

 Filistin / Kudüs / Gazze; Bir mabet kutsiyetinin yanı sıra ümmetin kal atışlarının ritimleri olan bu güzide belde-i İslam, mazlumların yüreğindeki en mukaddes emanetin adı ve bu mukaddesatı korumanın bir iman meselesi olduğunu yeniden zihinlere kazdırandır. Gazze, suskun dünyanın ayıbıdır ve bütün bir insanlığın sınavıdır. Gazze, yeryüzünde insanlığın utandığı yerin adıdır.

 7 Ekim’den beri israil’in yaptığı saldırılar Filistin / Kudüs / Gazze nezdinde bütün bir insanlığa karşı işlenmiş organize bir suçtur ve bunu yapan da bir terör örgütüdür. Yaptıkları sistematik bir soykırım olup bütün bir milleti haritada silmek amaçlıdır. 7 Ekim’den beri yapılanlar, savunma değil, sivilleri hedef alan topyekûn bir katliamdır. Ve dünya… Ve insanlık… Ve ümmeti İslam… Ne yazık ki sessiz, suskun. Zira susmak, işgali onaylamaktır. Susmak, vicdanı kaybetmektir.

Umudumuz ve inancımız, bir gün Kudüs yeniden ayağa kalkacak ve korkusuzca gülümseyecek insanlık."



HASAN HÜSNÜ YAZICI DEDİ Kİ:

"Esselamü aleyküm değerli abim bizlere de değer verip sorduğun için çok teşekkür ederim.

Kudüs ve Gazze deyince aklımıza ilk ne geliyordan ziyade neler geliyor sorusunu cevaplamak çok daha doğru olacaktır. Çünkü biz Müslüman Türkleriz. Kudüs’e “Kudüs-û Şerif” ismini Mercidabık zaferiyle Yavuz Sultan Selim’in verdiğini biliriz. Ne kadar yaşlansak da bizim zihnimiz tazedir çünkü Kudüs’ün bizden nasıl koparıldığını biliriz. Uluslararası sistemde coğrafi tasnifler arasına medeniyetlerin sıkıştırıldığını biliriz ve neden Uzak Doğu var da Uzak Batı olmadığını sorarız ya da Orta Doğu tasnifini reddederiz ve bunun yerine "Bereketli Hilal" demeyi tercih ederiz. Yakın döneme bakınca Türk edebiyatından nice isimler gelir aklımıza mesela Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Cahit Zarifoğlu ve burada yazılarını okumaktan keyif aldığımız Bestami Yazgan hocamız gelir, her biri Kudüs’e şiirler vermiştir. Kudüs’e şiir vermeyi biz Fahrettin Paşa’nın, Efendimize yazdığı şiirinden biliriz, ve yaşadığımız acı tecrübeler bize milletçe çok şey öğretmiş bu uğurda çok şiirler yazdırmıştır. 7 Ekimden bahsetmem gerekirse bütün hadiseleri buradan başlatmam Gazzeli kardeşlerime karşı ayıbıma bir ayıp daha katar. Hamas’ın bölgede harekete geçmesi ve Filistinli kardeşlerimizin direniş hareketine destek vermeleri içimizde ki aydın görünümlü skolastik zihinleri de bize göstermiş oldu, meğer dedesinin ayıbını torunun ölmesiyle cezalandıran zihin ile bebeğin günahkar doğduğunu ve vaftiz edilmesi gerektiğini söyleyen zihin aynıymış… bu yazıyı kaleme aldığım gün itibari ile yaklaşık iki yıl oluyor ve Akif’in dediği gibi serhad boylarının korunması iman dolu göğüslerin mermilere siper olması ile gerçekleşiyor… Bir de kimsenin farkına varamadığı büyük bir tebliğ hareketliliği var. Hareketin kendisi tebliğe ivme kazandırıyor çünkü 90’lı yılların sonu itibarıyla görüyoruz ki dernekçilik faaliyetlerinden ziyade bizi diri tutan hareket faaliyetleri oldu. Son otuz 

yıl Batı medeniyetini hiç bu kadar Orta Doğuda ki mazlum insanlar için çabaladığını görmemiştik. Batı, Orta doğu icadı olarak gördüğü İslamın gerçek yüzü ile tanışıyor…"


Hazırlayan: Muhammet Baran ASLAN (Baranî)

Yorum Gönder

1 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.

#buttons=(Kabul Ediyorum) #days=(20)

Web sitemiz, deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanmaktadır. Daha Fazla Bilgi
Ok, Go it!