21. Yüzyılda Müteferrikanın Panaromisi
İnandık, iman ettik… Peki neye?
Müteferrik grupların da doğru iş yapılabileceğine.
1929 Küresel buhranı ve İkinci Dünya Savaşının beraberinde getirdiği aşırı sağ ve aşırı solun yükselmesi, dünya halklarını farklı bir eylem de bulunma biçimine sürükledi. Düşünceler vedelâletlar çevresinde gelişen kuruluşlar, işlevini birçok kez yerine getirememiş ve halk hareketlerinin ortaya çıkması gerekli hale gelmişti. Biz bunu büyüklerimizin lise çıkışlarında afiş asarak, siyasi bildiri yayınlayarak veya birbirlerine düşman kesilerek vakit kaybetmesi ile farklı anlamış olduk. Lakin geç olmuş olsa da Türkiye’de hareketçilik anlayışı evrim geçirmiş ve olması gerektiği hale gelemese de çok yaklaşmıştı. Bu harekete ulaşana kadar kendi içimizde kavgalarımızın bitmez bir nitelik kazanması bizi emperyalizm karşısında çok güçsüz bir duruma düşürdüğü aşikar olmuştu. Çünkü bu işlerden vakit bulup milli kalkınma için bir uğraş verememişdik. İşte bu durumda doğru zaman ve doğru işler sarmalı çalışmaya başlamıştı, çünkü evrim geçirmeye devam eden hareketçiler 2001 krizinin ardından milli kalkınma için yeniden hareketlerine bir ivme daha kazandırdı. Yıllar evvel bir televizyon programında “Kot pantolon giyiyorsanız boyun eğin ya da DNA’nız iyiyse çıkın sizde üretin.” diye bizi maskaraya alan yanlış adamlar, öfkemizi taze tutmamızın ve bizi ibadet iştiyâkı ile çalışmaya iten büyük etkenlerden oldu. Hal böyle iken Allah’ın yanlış adamla da dinine hizmet ettirebileceğine görerek inandık. Yani yanlış adam dışarıdan değil de içimizdenmiş… 2025’e geldik ve bugün Gazze’de kardeşlerimize bir sivil gemi gönderemez haldeyiz, bu dönem insanına bütün bir şekilde yanlış adam diyemeyiz. Çünkü işi müteferrikalaştıran vakaları göz ardı etmiş oluruz. İşte bu yüzden, Müteferrik adamlar ama doğru işler sarmalındayız ve bir şeyi kaçırıyoruz o da bu sarmalın bize ait olmadığı için tamamıyla benimseyemiyor olmamız. Biz sivil gemi göndersek İsrail, Mavi Marmaray gibi ona da saldıracak denilmesi, bizi müteferrik adamlardan ziyade yanlış adamın kendisine dönüştürür Çünkü bu bizim müslüman Türk olduğumuzu unutmuş bir hale geldiğimize delâlet eder. Sebebi ise Türk, komşusunun başı belaya girdiğinde. etnik kökenine bakmaksızın onun hürriyeti için kendisi de belanın içine atabiliyor olmasıdır. Ayrıca müslümanlar ise Allah’ın kendilerine zaferi değil cihadı emrettiğini bilir. Çünkü vatan için savaşmak bize emirdir ama zafer nasip… Zaferi düşünüp emiri es geçmek ise bize baştan hezimet yaşatıyor. Bu süreç içerisinde bir gemi çıkaramayan biz bir tarafta ve diğer tarafta kafir dediğimiz İtalyanlar, Brezilyalılar, İspanyollar ve nice bu zamana kadar Dar’ul Harp denilen memleketlerin vicdan sahibi ama bizim medeniyetimize ait olmayan müteferrik insanları… Maalesef entelektüel olmayı mandacı sanan insanımız, müteferrik adamların hepsini yanlış adam olarak bildi.
Peki müteferrik adam doğru iş yaptığı için doğru adam olamaz mı?
Neden olmasın? Müteferrik adam, yani Batı bugüne kadar aklında ki İslam tasavvurunu yıkıyor. İşte hareketçilik, dernekçiliğin veya kuruluşların önüne bu yüzden geçiyor. Bugün Gazze, İslam ülküsünü dünyaya içinde bulunduğu ahval ile anlatmış ve tebliğe ivme kazandırmış durumda. Dünya da savaşın olduğu tüm ülkelerde her zaman hırsızlık, karaborsacılık veya stokçuluk hikayelerini dinledik ama bu sefer farklı… Bu sefer izzetli insanlar sayesinde bizim yanlış adamlar dediğimiz müteferrik insanlar yaptığı doğru işler ile doğru adam oluyor.
İslam doğduğu topraklardan gökyüzüne yükselmiş ve batı ile tanışmak için ivme kazandırılmış bir şekilde nüfusunu arttırıyor.
Diğer bir tanımla ALLAH NURUNU TAMAMLIYOR.
30.07.2025 - Sakarya